Internet adreslerindeki kısaltmalar İnternet mağduru olanlar nereyi aramalı? Bilgisayar Kullananları Tehdit Eden 4 Hastalık
Internet'e bağlı kuruluşlar değişik gruplara ayrılabilir ve bir kuruluşun domain adresi, o kuruluşun hangi gruba dahilse ilgili kısaltmayı bazı istisnalar dışında mutlaka içerir. Ayrıca, ülkelerin 2 harfli tanıtım kodları da ( Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada çıkışlı adreslerin çoğu ve geniş bir kitleye servis sunan bazı birimler dışında ) adresin sonuna eklenir. Internet adresi, eğer özel amaçlı bir servise ( ftp, gopher, www gibi ) aitse, genellikle, bu durum, adresin başında kullanılan bir kısaltmayla verilir. Aşağıdaki liste, adreslerde kullanılan bazı kısaltmaları ve ne anlama geldiklerini göstermektedir:
- gov: Hükümet kuruluşları Bakanlıklar
- edu: Eğitim kurumları (üniversiteler gibi)
- org: Ticari olmayan, kar amacı gütmeyen kuruluşlar
- com: Ticari kuruluşlar
- mil: Askeri kuruluşlar
- net: Servis Sunucuları (Internet Servis Sağlayıcıları gibi)
- ac: Akademik kuruluşlar (bazı ülkelerde edu yerine kullanılmaktadır)
- int: uluslararası organizasyonlar, kuruluşlar
- k12.tr : Okullar
- ftp: FTP Arşiv Siteler
Bazı ülke kısaltmaları: tr: Türkiye, jp: Japonya, uk: İngiltere, it: İtalya, ch: İsviçre, ca: Kanada, ru: Rusya, id: Endonezya, nl: Hollanda, de: Almanya, fr: Fransa, il: İsrail, no: Norveç, se: İsveç, fi: Finlandiya, gr: Yunanistan, hr: Hırvatistan, yu: Yeni Yugoslavya, br: Brezilya, bg: Bulgaristan.
Genel olarak bu sınıflandırmaya uyulsa da, bazı domain adlarında daha farklı sözcük grupları da olabilir ( rl.ac.uk (uk=İngiltere),www2.itu.edu.tr. gibi ). Özellikle com domainlerinde ki sıkışmadan dolayı, yeni global domain adları oluşturma çalışmaları 1997 ortalarında tamamlanmıştır. Yeni kullanıma açılan alan adları şunlardır :
arts : Sanat ve kültür ile ilgili siteler
firm : Ticari firmalar
info : Bilgi servis sunan siteler
nom : Kişisel domainler için kullanılan adresler
rec : Eğlence siteleri
stor : Alışveriş merkezleri, ticari ürün satılan yerler
İnternet mağduru olanlar nereyi
aramalı?
İnternet Kurulu Başkanı Serhat
Özeren Bloomberg HT’ de Gülin Yıldırımkaya’ ya konuştu
Mali suçlarda ne yapacağımızı
biliyoruz. Diyelim ki banka işlemlerinde bir şey var hemen
bankamızı ararız. Onun haricinde bir yerde bir takım görüntüler
paylaşılıyor ya da bir mail grubunda hakkımızda iftira, hakaret
niteliğinde bir şeyler paylaşılıyor. Bunları nereye şikâyet
edeceğiz, anında müdahale etme yöntemi nedir?
Öncelikle bankacılık sistemi ile ilgili bir ilave yapmak istiyorum İnternet güvenliğinden bahsettik, fiziki güvenlikten bahsettik, ADSL'den bahsettik. Bunun haricinde yapılması gereken bir kaç önlem daha var. Bunlardan bir tanesi; sürekli olarak virüs güncelleme programları, casus yazılımlara karşı 'Antispy' yazılımları ve orijinal yazılımın mutlaka kullanılması gerekiyor. Ayrıca internet kullanmadığınız zaman internet erişimini kapatmanız en büyük tedbir olacak. Bunları yaptığınız zaman %99 oranında kendinizi güvenceye almış oluyorsunuz.
Kullanmadığımız zamanlarda modemi
kapatalım öyle mi?
Kesinlikle, bu konuda da başınıza
herhangi bir şekilde özellikle bankacılıkla ilgili bir sıkıntı
geldiği zaman hemen bankaya haber veriyorsunuz, banka hesaplarınızı
donduruyorsunuz. İkncisi bu konudaki merci savcılıktır...
Savcılıklar bilişim suçlarıyla mücadele polisini devreye
sokuyor. Polisler sizin bilgisayarınızda inceleme yapıncaya kadar
bilgisayarınızı açmayın, internet erişiminizi kapatın, o
inceleme yapılıncaya kadar bekletin. Çünkü oradaki kayıtlar
silinmesin, kim sizin sisteminize erişti, nasıl erişti? Bunlar
bulunsun.
Her hangi bir sorunda direkt savcılığa gideceğiz öyle mi?
Her hangi bir sorunda direkt savcılığa gideceğiz öyle mi?
Banka işlemleri değil, hakaret
olabilir, msn şifrenizin ele geçirilmesi vs. olabilir, bunların
hepsinde başvuru adresi savcılıktır. Aslında her ilgili sitenin
kendi kuralları var ve bu kurallarda ne yapacağınızı size
anlatan içerikler hazırlanmış durumda. Belki vatandaşlarımız
bunu çok fazla okumuyor olabilir. Bu noktada iki farklı yöntem
söyleyeceğim. Birincisi; 'Güvenli İnternet Çağrı Merkezi'ni
açtık. Telefon numarasını vatandaşlarımıza da söylemek
istiyorum 444 5 446 bu çağrı merkezinin amacı özellikle
vatandaşlarımızın güvenli interneti nasıl kullanmaları
gerektiği? Başlarına bu tip hadiseler geldiği zaman neler
yapmaları gerektiği...
İnternetin acil imdat telefonu gibi değil mi?
İnternetin acil imdat telefonu gibi değil mi?
Hakkımızda bir sakıncalı içerik
varsa ilgili sitelere müracaat edebiliriz. Facebook, Google,
YouTube'da ve buna benzer yerlerin hepsinin belirli
prosedürleri var. Bu prosedürler sitelerde yazıyor, Türkçe
içerikli olarak da yazıyor. Mesela Facebook'da 'şikâyet et'
diyorsunuz, hemen gereği yapılıyor. Oradan daha hızlı bir sonuç
almak istiyorsunuz, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın
'ihbarweb.org.tr' diye bir sitesi var, aynı şekilde
'guvenliweb.org.tr' diye bir web sitesi var. Ayrıca Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı'nın da çağrı merkezi bulunuyor, çağrı
merkezinin telefon numarası da orada kayıtlı, ilgili sitelere
başvurup ve devamında daha sağlam olsun diye oralara da müracaat
ederek 'hakkımızda böyle bir sakıncalı içerik var' deyip hemen
çıkarılmasını isteyebiliriz...
Hemen müdahale edilebiliyor mu? Bahsettiğiniz sistem 24 saat çalışıyor mu?
Hemen müdahale edilebiliyor mu? Bahsettiğiniz sistem 24 saat çalışıyor mu?
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı
öyle yoğun çalışıyor ki bu konularda ve öyle hassaslar ki! Çok
üzücü olaylarla karşılaşılıyor; mesela bir vatandaşın
kızının hiç istenmeyen görüntüleri yayınlanmış, fotomontaj
görüntü var, hakaret içeren bir öğretmen hakkında
görüntüler... Böyle yüzlerce örnek var ve bu konuda saat
mefrumu olmadan direk harekete geçilrek o içeriklerin çıkartılması
ile ilgili bu sitelerle iletişim başkanlığının online hattı
vardır, online e-mailleri vardır direkt olarak hemen içeriği
bildirerek şu içerik...
Nedir o online olan adres?
Nedir o online olan adres?
Telekomünikasyon
Başkanlığı ile ilgili siteler arasında kendi hatları var.
Verdiğim 'guvenliweb.org.tr' veya 'ihbarweb.org.tr' adreslerinden
ulaşılabilir. Oradan hemen müracaatlarını yaparak ilgili
hizmetleri almak mümkün. Orada o kadar hızlı işlem yapılıyor
ki, tabii suçun da niteliği çok önemli, bu bir kişisel hakaret,
en çok karşılaşılan konu, bu sakıncalı içerikler direk olarak
hiç bekletmeden... Bu konuda Facebook ve YouTube son derece duyarlı
çalışıyor. Hiç bekletmeden direkt olarak çıkartılıyor.
www.haberturk.com dan alınmıştır
Bilgisayar Kullananları Tehdit Eden 4
Hastalık
Uzmanlar, bilgisayarla çalışan
kişilerde en sık görülen sağlık sorunlarını sıraladı ve
uyardı.
Boyun fıtığı, tendinit, karpel
tünel ve miyofasiyel ağrı sendromu. Bu hastalıklar günlük
yaşamdaki basit hareketlerin bile yapılmasını önleyebilecek
kadar ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Ortak noktaları ise
bilgisayarla çalışan kişilerde en sık görülen sağlık sorunu
olmaları. Aslında bu hastalıklardan sadece 12 basit önlem alarak
korunmak mümkün olabiliyor.
Bilgisayarların kullanımı ile işlerin yapılabilme hızının artması, iş yoğunluğunun artışını da beraberinde getiriyor. Çalışanların ekran karşısında daha çok zaman geçirmeleri ve buna bağlı fiziksel kondisyonlarının düşük olması, bilgisayarları aşırı ve hatalı kullanmaları sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ayçe Atalay, bilgisayarın aşırı kullanımına bağlı zorlanmalarda en çok boyun fıtığı, tendinit, karpal tünel ve miyofasiyel ağrı sendromunun ortaya çıktığını belirtti. Atalay, “Aslında bu hastalıklardan basit önlemler ile korunmak mümkün olabiliyor. Ancak gereken önlemler alınmaz ve hastalık ortaya çıkarsa zaman kaybetmeden bir doktora başvurmalı. Çünkü erken tanı bu sağlık sorunlarının hızlı şekilde tedavi edilmesi sağlanabiliyor. Bunun aksine geç kalındığında ise iyileşme süresi gecikiyor ve hastalık kronikleşebiliyor.” dedi.
Bilgisayarın aşırı kullanımına bağlı oluşan sağlık sorunlarının daha çok aktif iş hayatında olan 30-50 yaş arasındaki kişilerde görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Ayça Atalay, bilgisayar kullananları tehdit eden 4 hastalığı şöyle sıraladı:
“Boyun fıtığı: Boyundan başlayan ve kola uzanan ağrılar özellikle güç kaybı ve uyuşukluk ile birlikte gelişirse, bu sorun boyun fıtığına işaret edebiliyor. Özellikle sabit pozisyonda uzun süre kalınması boyun fıtığını tetikleyen bir faktör olarak görülüyor.
Miyofasiyel ağrı sendromu: Özellikle uzun süre sabit pozisyonda çalışmak zorunda kalan çalışanlarda belli kaslarda ağrılı noktalarla gelişen ‘miyofasiyel ağrı sendromu’ ortaya çıkabiliyor. Bu sendrom genellikle sırt ve kürek kemiği çevresindeki kas gruplarında ağrıya neden oluyor.
Tendinit: Dirsek ve el bilek çevresinde farklı tendinit tabloları ortaya çıkabiliyor. Kişilerin klavye kullanılırken el bileklerinin aşırı yukarıda olması gibi ergonomi kurallarına uygun hareket etmemesi sonucu, el ve bilek çevresinde ağrılar oluşuyor. Tendinit erken tedavi edilmezse sürekli bir ağrıya yol açarak kişinin günlük işlerini uygulamasını bile kısıtlayabiliyor.
Karpal tünel sendromu: El ve bilek çevresinin aşırı kullanımına bağlı olarak ellerde özellikle geceleri belirgin uyuşma şikayetine neden olan karpal tünel sendromu da gelişebiliyor. Uzun süreli durumlarda el kaslarında güçsüzlük ve erimeler oluşabiliyor.”
Bilgisayarların kullanımı ile işlerin yapılabilme hızının artması, iş yoğunluğunun artışını da beraberinde getiriyor. Çalışanların ekran karşısında daha çok zaman geçirmeleri ve buna bağlı fiziksel kondisyonlarının düşük olması, bilgisayarları aşırı ve hatalı kullanmaları sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ayçe Atalay, bilgisayarın aşırı kullanımına bağlı zorlanmalarda en çok boyun fıtığı, tendinit, karpal tünel ve miyofasiyel ağrı sendromunun ortaya çıktığını belirtti. Atalay, “Aslında bu hastalıklardan basit önlemler ile korunmak mümkün olabiliyor. Ancak gereken önlemler alınmaz ve hastalık ortaya çıkarsa zaman kaybetmeden bir doktora başvurmalı. Çünkü erken tanı bu sağlık sorunlarının hızlı şekilde tedavi edilmesi sağlanabiliyor. Bunun aksine geç kalındığında ise iyileşme süresi gecikiyor ve hastalık kronikleşebiliyor.” dedi.
Bilgisayarın aşırı kullanımına bağlı oluşan sağlık sorunlarının daha çok aktif iş hayatında olan 30-50 yaş arasındaki kişilerde görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Ayça Atalay, bilgisayar kullananları tehdit eden 4 hastalığı şöyle sıraladı:
“Boyun fıtığı: Boyundan başlayan ve kola uzanan ağrılar özellikle güç kaybı ve uyuşukluk ile birlikte gelişirse, bu sorun boyun fıtığına işaret edebiliyor. Özellikle sabit pozisyonda uzun süre kalınması boyun fıtığını tetikleyen bir faktör olarak görülüyor.
Miyofasiyel ağrı sendromu: Özellikle uzun süre sabit pozisyonda çalışmak zorunda kalan çalışanlarda belli kaslarda ağrılı noktalarla gelişen ‘miyofasiyel ağrı sendromu’ ortaya çıkabiliyor. Bu sendrom genellikle sırt ve kürek kemiği çevresindeki kas gruplarında ağrıya neden oluyor.
Tendinit: Dirsek ve el bilek çevresinde farklı tendinit tabloları ortaya çıkabiliyor. Kişilerin klavye kullanılırken el bileklerinin aşırı yukarıda olması gibi ergonomi kurallarına uygun hareket etmemesi sonucu, el ve bilek çevresinde ağrılar oluşuyor. Tendinit erken tedavi edilmezse sürekli bir ağrıya yol açarak kişinin günlük işlerini uygulamasını bile kısıtlayabiliyor.
Karpal tünel sendromu: El ve bilek çevresinin aşırı kullanımına bağlı olarak ellerde özellikle geceleri belirgin uyuşma şikayetine neden olan karpal tünel sendromu da gelişebiliyor. Uzun süreli durumlarda el kaslarında güçsüzlük ve erimeler oluşabiliyor.”
12 ADIMDA BİLGİSAYARA BAĞLI HASTALIKLARDAN KORUNUN
Doç. Dr. Ayça Atalay, bilgisayara bağlı hastalıklardan korunmak için 12 yöntemi de şöyle sıraladı:
1.“Bilgisayar ekranınızı direkt olarak karşınızda tutun: Bilgisayar ekranı direkt olarak karşınızda olmalı. Ayrıca gövdenizden yaklaşık olarak kolunuz kadar uzak durmalı. Monitörün üstü, göz hizasında veya hafif aşağıda olmalı. Ekranın temiz ve eğimli olmaması da ergonomik açıdan dikkat edilmesi gereken bir başka faktör.
2.Klavyeniz dirseklerinizden hafifçe aşağıda olsun: Klavyeyi taşıyan kısmın kişiye göre ayarlanabilir olmasına dikkat edin. Klavye kullanırken el ve bileğinizi mümkün olduğunca düz pozisyonda tutun. Yani, el, bilek ve parmaklarınız aynı hizada olmalı. Klavyeniz dirseklerden hafifçe aşağıda olmalı. Klavyenizin bu yükseklikte olması önkol desteklerinin sırt ve omuz kaslarının gevşemesine imkan sağlıyor.
3.Mouse’u nazik kullanın: Mouse’un elinize uygun boyutta olmasına dikkat edin. Mouse’u hareket ettirirken tüm kolunuzu da hareket ettirin ve parmaklarınızı hafifçe kullanın. Ayrıca parmaklarınızı aşırı bastırmamaya da özen gösterin.
4.Mouse’u kullanım süresine dikkat edin: Mouse kullanım süresi ile kol ve eli ilgilendiren problemler arasında bağlantılı mevcut. Öyle ki 3 saatlik bilgisayar kullanımı bile işe bağlı aşırı kullanım sendromuna neden olabiliyor. Kullanım süresi arttıkça kişilerin şikayetleri orantılı olarak artıyor.
5.Her yarım saatte bir mola verin: Çalışırken yaklaşık yarım saatte bir kısa molalar verin. Bu sırada bazı egzersizleri uygulamanız, uzun süreli sabit pozisyonda kalmaya bağlı oluşan sorunları önleyecektir. Örneğin omuzlarınızı geriye çevirebilir, el bilekleriniz ile kollarınızı çevirebilir ve el bileklerinizi gerebilirsiniz.
6.Öne eğilmeden oturun: Bilgisayar karşısında çalışırken öne doğru eğilmeden oturun ve başınızı dengeli tutun. Omuzlarınızın da gevşek olmasına özen gösterin.
7.Pozisyonunuzu sık sık değiştirin: Pozisyonunuzu sık sık değiştirmeyi ihmal etmeyin. Masanın altında bacaklarınızın rahatça hareket edebileceği bir alan olmalı ve ayaklarınız yere düz temas etmeli. Dizlerinizi de 90 derecede tutmaya özen gösterin. Ayaklarınız yere temas etmiyorsa destek koymayı unutmayın.
8.Sandalyeniz her yöne hareket edebilsin: Her yöne hareket edebilen, yükseklik ayarına sahip, bel ve sırt desteği olan, aynı zamanda bacak arkası ile kolları destekleyen sandalyeleri tercih edin.
9.Ergonomik ortam hazırlayın: Aydınlatma, havalandırma, masa, sandalye ve büro malzemeleri gibi iş yeri koşullarını ergonomik prensiplere göre düzenleyin. Bu düzenleme öncelikle iş gücü kaybınızı önleyecektir.
10.Telefonu omuz ve baş arasına sıkıştırmayın: Özellikle telefonu omuz ve başınızın arasına sıkıştırmayın. Telefonu sık kullanıyorsanız baş telefonu ve kulaklık kullanmanız boyun ağrılarına karşı koruyucu olabiliyor.
11.Ofis malzemelerinizi düzenleyin: Çalışma alanı oluşturulurken çok sık kullandığınız malzemeleri yakına yerleştirmeniz kullanım kolaylığı sağlar. Böylece gerekli ofis malzemelerine kolayca ulaşabilirsiniz. Telefonu sağ elli iseniz sola, sol elli iseniz için sağa yerleştirin. Eğer tablo gibi referans bir materyel kullanılıyorsanız bunu göz seviyesine veya daha yukarıya yerleştirin.
12.Egzersiz yapın: İş dışındaki zamanlarınızda esnekliğinizi ve kondisyonlarınızı korumak için düzenli bir egzersiz programına katılın. Bilinen bir hastalığınız varsa önce tedavi olun, daha sonra doktorunuzun önerisine göre egzersize başlayın.”
http://www.haber365.com/Haber/Bilgisayar_Kullananlari_Tehdit_Eden_4_Hastalik/ alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder